STARCEPHE RESTORASYON VE İNŞ.SAN.TİC.LTD.ŞTİ.
Kirazlıtepe mah. Ayvalık cad.No/157 Üsküdar/İSTANBUL
starcephe@hotmail.com
Tel: +90 (216) 318 79 05
+90 (536) 558 13 02(Öncelikli)
CEPHE TEMİZLİĞİ

           Tarihi ve günümüz yapıları - binalarının kirlenen dış cephe yüzeylerinin temizliğini yapıyoruz. Taş ve Kargir yapı cepheleri Restorasyon çalışmalarını yapmakta olan firmamız, Cephe temizliği konusunda başlıca yöntemler olan AB57 Bazik kimyasal cephe temizliği ve Mekanik temizlik konusunda Kumlama, Hassas kumlama ve Kontrollü Hassas kumlama yöntemlerini uygulamaktadır.
AB57 BAZİK KİMYASAL
DOĞAL TAŞ TEMİZLEYİCİ

       AB57 Kimyasal doğal taş temizleyici. Güvenli, Ekonomik, Hızlı çözümler sunan kimyasal karışımın uygulayıcısı ve Türkiye satıcısıyız.
       Doğal taşlar ( Küfeki, Tüf, Yonu taşları, Traverten ve Limra ) ve Kargir yapılar ( mozaik, beton ) cephelerin de güvenli, ekonomik ve çevreye zarar vermeden cephe yüzeyinin temizliğini sağlayabildiğimiz Bazik kimyasallardan oluşan temizleyicimizdir.
       AB57 Bazik kimyasal temizlik; yüzeyde oluşmuş atmosferik kirlenmeler ve biyolojik kirlenmelere karşı mükemmel ve koruyucu temizlik sağlar. Bu yöntem günümüz yapıların da ve tarihi bina yüzeylerin de Biyolojik, Çevresel ve atmosferik kirlenmelere karşı güçlü bir temizleyicidir.
StarCephe  0 536 558 13 02
HASSAS KUMLAMA
TARİHİ ESER CEPHE TEMİZLİĞİ

       Hassas Kumlama, Mikro Hassas Kumlama ve Sulu Hassas Kumlama mekanik taş temizleyici yöntemleri ile Tarihi yapılarda Restorasyon temizliği yapmaktayız. Güvenli, Ekonomik, Hızlı çözümler sundugumuz sektörümüzde; Topkapı sarayı cephe taş duvarlarından, Türkiye Büyük Millet Meclisi Taş duvarlarına kadar en etkili ve başarılı referanslara sahip, başarılı ve kesin çözümler sunmaktayız. Tarihi yapı ve binalar için Cephe temizliği çalışmalarımızda başlıca yöntemler olan FİZİKSEL TEMİZLİK ( HASSAS KUMLAMA ) ve KİMYASAL TEMİZLİK yöntemlerini en etkin ve profesyönel olarak uygulamaktayız.

Türkiye çapında; İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere
bir çok ilimizde çalışmalarımız vardır.

       Yaptığımız çalışmalarımızda; en zor denilen yüzey kirlenmelerine en ekonomik ve başarılı sonuçları elde etmekteyiz. Tarihi yapı ve Tarihi binaların cephe temizlikleri, Küfeki, Tüf taşları, Yonu taşları, Traverten, Limra, Mermer, Granitler ve Kargir yüzeyler içindir.
StarCephe  0 536 558 13 02
 
TARİHİ ESER RESTORASYONU
TAŞ ve KARGİR YAPILAR
UZMAN UYGULAMACISI
"STARCEPHE"

       Tarihi taş ve kargir yapılar cephe restorasyonları yapmakta olan firmamız; Hassas kumlama, ab57 kimyasal temizleyici uygulaması ve satışı, taş ve mermer oymacılıgı - işlemeleri, kalıp modelleme ve hazırlama, Mermer, Küfeki, Tüf taşları, Kireç taşları onarımları, yenilemeleri yapmaktayız. Tüm doğal taşların İmitasyon onarım ve tamamlama işleri ( Plastik tamlama ), Kırık ve Eksik parçaların yenilemeleri, Geniş veya kılcal çatlaklar için Hidrolik enjeksiyonları yapılmaktadır.

StarCephe  0 536 558 13 02
DOĞAL TAŞ KORUYUCU
EMPRENYE UYGULAMA

NANO TEKNOLOJİLER, SU YALITIMI VE KORUMA

       Doğal taşlar; Küfeki, Tüf ve Kireç taşları, Limra, Traverten, Mermer ve Granit lerde ve Kargır dış cephe lerde  Cephe temizliği ve Cephe restorasyonu sonrası uyguladığımız koruyucu derinlemesine nüfuz eder. Emici özelliği azaltarak kirin ve yağ lekelerinin nüfuz etmesini engeller.
Yüzeyin nefes alması ve içerideki nemin dışarıya salınımına imkan veren koruyuculugun yanı sıra, yüzeyin ömrünü uzatan uygulamalarımızdır.
Teknolojik İnovatif Su yalıtımı ürün ve hizmetleri, Kapiler Su yalıtımı,Enjeksiyon su Yalıtımı,Rutubetle Mücadele,Nem ile Mücadele,Çatlak Su Yalıtımı,Perde Su yalıtımı, Negatif Su Yalıtımı, Bodrum Katlarda Su Yalıtımı, Asansör Çukurlarında Su Yalıtımı,Tarihi Yapılarda Su Yalıtımı. Su Yalıtımı, Taş Köprülerde Su Yalıtımı, Teraslarda Su Yalıtımı. Nanoteknolojik Su Yalıtımı, Enjeksiyon Su Yalıtımı,Toprak Yalıtımı,Yangın Yalıtımı,Tarihi eser temizlik ve koruma,Yüzey Koruma, Hafif Beton, Köpük Beton Ajanı, Hafif Beton Uygulamaları.


Haberler Haberler
Mimar Guilio Mongeri
ve Majik Sinemasi Hakkında Bir Özet
Mimarı Çıldırtan
20 Şey

       Genelde giyim tarzları , konuşma şekilleri ve hareketleri ile iş hayatının aslında en renkli kişilikleri mimarlardır.  Bu gerçeği değiştireceği düşünülen en büyük adaylar ise mimarlık öğrencileridir. Çünkü onlarda mimar adaylarıdır zaten..
       İsviçre’li bilim adamlarıyla pek te ilgisi olmayan bu durumun muhtevası da aşağıdaki gibidir..
AYRINTILAR İÇİN..
       Doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Guilio Mongeri'nin doğum yeri hakkında da farklı bilgiler mevcuttur. Bazı kaynaklar Mongeri'nin Milano'da doğduğunu belirtirken, bazı kaynaklar 1849'da İstanbul'a göç eden İtalyan bir ailenin torunu olarak İstanbul'da doğduğunu belirtmektedir. Mongeri'nin hayatının ilk yılları hakkındaki bu farklı bilgilere rağmen onun restorasyon alanındaki kuramlarıyla tanınan Camillo Boito'un (1836-1914) en iyi öğrencilerinden biri olarak İtalya'daki Brera Akademisi'nden mezun olduğu bilinmektedir. Mongeri'nin iyi bir öğrenci olduğunu "Chierichetti Primi"  adı verilen bir ödül kazanarak mezun olmasından anlamaktayız.
       Mongeri 1900-1930 yılları arasında aralıklarla olmakla birlikte İstanbul'da bulunmuş; gerek mimar kimliği gerekse akademisyen kimliği ile burada çalışmıştır. 20. yüzyılın başlarında Osman Hamdi Bey tarafından kurulan ve müdürlüğünde de kendisinin bulunduğu Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'nde 25 Aralık 1909 yılında göreve başlamıştır. Akademideki görevi Ekim 1911 tarihinde Trablusgarp savaşı nedeniyle kesintiye uğramış, 16 Nisan 1913 tarihinde ise tekrar akademiye dönmüştür. 11 Ağustos 1915'te ikinci defa işine son verilen Mongeri, 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi'nin ardından tekrar İstanbul'a ve akademideki görevine dönmüştür.
       Mongeri'nin akademide verdiği derslerdeki üslup özellikleri eski öğrencileri tarafından şu şekilde tanımlanmaktadır: "Behçet Ünsal, Mongeri'nin daha çok Avrupa-Latin mimarisi üzerinde durduğunu söylerken, Sedat Hakkı Neo-Rönesans anlatan Mongeri'nin zamanla Neo-Klasik Osmanlı tarzını benimsediğini ve Mongeri'nin üslubunun Osmanlı Rönesansı olduğunu belirtmektedir."  Mongeri verdiği eğitimde ve uyguladığı kişisel projelerinde hem plan hem de cephe estetiğine önem vermiştir. Behçet Ünsal hocasının plan estetiği konusunda "boşlukların dengesine, girişin biçimlenmesine ve ana merdivenin durumuna"  ayrıca titizlik gösterdiğini belirtmekle birlikte Mongeri'nin "Planları değil önce fasadları görelim" dediğini eklemektedir. Bu bağlamda Mongeri'nin cephe tasarımı üzerinde ayrıca durduğu görülmektedir.

       Mongeri Türkiye'de 1903 tarihli Güzel Sanatlar sergisine katılarak ilk kez adını duyurmuştur. 5 proje ile sergiye katılan Mongeri'nin projeleri şunlardır: Kilise Projesi (Lombard usül mimarisi), Bir Konak (Rönesans İtalyan), Bir Hatıra İçin Müretteb Bir Bina (Yunan usül mimarisi), Han Projesi (Art-Nouveau), Konak Projesi (Art-Nouveau) Bu projelerin hepsi çok beğenilmiştir. Sergideki projelerden biri olan kilise projesi Beyoğlu'nda inşa edilen Saint Antoine Kilisesi (1906-12) ile yaşama geçecektir. Saint Antoine Kilisesi dönemin Avrupa'da yaygın olan Neo-Gotik üslupta yapılmış olmasına rağmen, Türk-İslam mimarisinin etkisini de bünyesinde taşımaktadır. Zaten Mongeri'nin hemen hemen tüm yapılarında bu etki görülmektedir. O Avrupa'da aldığı mimari eğitimi, Türk-İslam mimarisi ile birleştirmiş ve yaptığı eserlerin cephe süslemelereinde bu sentezi yaşatmıştır.

       1920 tarihinde tamamlanan Karaköy Palas, İstanbul'da bir iş hanı olarak tasarlanmıştır. Binada hakim olarak Bizans süsleme ögelerinin kullanılması, yapıldığı bölgenin etnik kökeni ile doğru orantılıdır. Karaköy Palas'ın cephe mimarisinde her katta birbirinden farklı süsleme ögelerinin kullanılması cephede hareketliliği sağlarken, binanın plastik değerini de oldukça yükseltmektedir. Yapının pencere ve kapılarında kullanılan yüksek silmeli kemerler burada giriş katını vurgulayıcı eleman olarak kullanılmış olmakla berilikte, Mongeri'nin bir çok eserinde göze çarpan bir süsleme ögesidir. İstanbul'un önemli Tiyatrolarından biri olan "Taksim Sahnesi" nin giriş kapılarında da Mongeri benzer kemerler kullanarak kapıları vurgulamıştır. Cephedeki çok renklilik Venedik mimarisinin izlerini taşırken, yine cephede kullanılan kabaralar ve ahşap kapılar eserdeki ve Mongeri'nin mimari kimliğindeki Türk-İslam etkisini bize göstermektedir.

       Günümüzde Maçka Endüstri Meslek Lisesi olarak kullanılan bina, Mongeri'nin İtalyan Sefareti için inşa ettiği bir binadır. Bina çok renkli taş işçiliği ile birlikte Rönesans sarayı görünümündedir. Bu binanın karşısında 1922'de inşa ettiği Maçka Palas da İtalyan Sefareti için yapılmıştır. Maçka Palas, karşısıdaki bina gibi Venedik etkilerini bünyesinde taşımaktadır.

Karaköy Palas
Maçka İtalyan Sefareti
       Bu iki önemli yapının yanı sıra "Haseki Hastanesi Nurettin Bey Pavyonu" (1911-24 Denari ile), "Taksim Anıtı Kaidesi" (1928), "Eminönü Katırcıoğlu Han", "Nişantaşı Güzelbahçe Kliniği" Mongeri'nin İstanbul'daki eserlerindendir. 
       Mongeri, İstanbul'daki bu eserlerinin yanı sıra Ankara'da da pek çok kamu binası inşa etmiştir. Ulus çevresinde toplanan Mongeri eserleri bir birleri ile uyumlu ve bölgenin önemli köşelerinde yer alan binalardır.  Bu eserlerin başında 1926 tarihinde inşa edilen ilk banka binası "Osmanlı Bankası" gelmektedir. 1928 tarihinde yapılan "Tekel Başmüdürlüğü", 1929 da tamamlanan "İş Bankası" binası, 1926/29 tarihleri arasında tasarlanan "Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü" Mongeri'nin Ankara'daki eserleridir. Bu eserlerin hepsi I. Ulusal Mimarlık Döneminin özelliklerine göre yapılmıştır. Ulus Caddesinde sıralanan bu binalar mimarın yapılarında olduğu gibi cadde cephesinde de boşluk-doluluk ve ışık-gölge dengesine göre inşa edilmiştir.
Osmanlı Bankası (1926) ve Ziraat Bankası (1926-1929).Ulus, Ankara.
       Mongeri'nin Türkiye'den ayrılmadan önceki son çalışması 1930'da hazırladığı ve 1932'de mimar Hüsnü Tümer tarafından tamamlanan "Bursa Çelik Palas Otel ve Kaplıca Binası" dır.  Mongeri'nin Bursa'da yapmış olduğu eseri diğer eserlerinden farklıdır. Bu yapıt dönemin modern çizgilerini taşımaktadır. Bu bağlamda mimar, sanatına yeni bir yön vermiştir. Ama Mongeri yine de gerçekleştirmiş olduğu eserinden memnun değildir; bunu Çelik Palas için söylediği şu sözlerden anlamaktayız: "Modern yapayım dedim olmadı, ben yapamıyorsam size de yaptıramam." Mongeri bu eserinden memnun olmasa da Bursa Çelik Palas Türkiye'deki Art Nouveau eserin başında gelmektedir.
Bursa Çelik Palas Oteli
       Türkiye Cumhuriyet'nin ilk mimarlarından olan Mongeri, mimari eğitimini Türkiye de yapmasa da eserlerini bu ülkenin iki önemli şehri olan İstanbul ve Ankara da yoğunlaştırması, yeni kurulan Cumhuriyete mimarlar yetiştiren ilk akademik kuşaktan olması onu ve eserlerini özel kılmaktadır. Yapmış olduğu eserlerinde hem Avrupa'nın yüzünü hem de Doğu'nun geleneklerini bir arada görmekteyiz. Mongeri sahip olduğu bu kültürel renkliliği bir arada kullanmayı bilmiş olmakla beraber her zaman gelişime açık, modern bir mimar olmuştur. Türkiye onun imar faaliyetlerini gösterdiği dönemde uzun bir savaş sürecinden rejimini değiştirerek çıkmıştır. Bu değişiklik elbetteki her alanda olduğu gibi mimariyide etkilemiş ve I. Ulusal Mimarlık dönemi dediğimiz devreyle kendini göstermiştir. Yeniden inşa edilen iki büyük şehirde eserleri bulunan Mongeri farklı alanlara hizmet veren binalar yapmıştır. Banka binlarından Kiliseye, hastaneden tiyatro binasına kadar birbirlerinden çok farklı hizmet alanlarına ait eserlere sahip olan Mongeri, Çankaya Köşkü için de döneminde bir proje vermiştir. Ama verdiği proje Avrupa saraylarını andıran görüntüsü sebebiyle kabul edilmemiştir.
Mongeri'nin Çankaya Köşkü için 1930'da yaptığı eskizi
Mongeri'nin Çankaya Köşkü için 1930'da yaptığı eskizi
Taksim Sahnesi
       Yapı ile ilgili her türlü yazılı, çizili ve sözlü belgeler araştırılarak, tapu kayıtları, gazete kupürleri ve fotoğraflarından var olanlar tespit edilmiş, tarihsel kaynak veya çağdaş yayınlarda geçen bilgi ve yorumlar derlenmiştir. Yapının parsel içindeki konumu, orijinal boyutları ve yakın çevresi ile ilgili Pervititch haritaları, Alman mavileri, Suat Nirven haritaları incelenmiştir.

       Giovanni Scognamillo tarafından hazırlanan "Cadde-i Kebir'de Sinema" adlı eser tarihi araştırmaya büyük ölçüde ışık tutmuştur. Tarihsel araştırma yapılırken G. Mongeri ve binamız hakkında yazılı kaynakların az olması bizi o dönemi yaşamış kişilerle irtibata geçerek sözlü bilgi alma yoluna teşvik etmiştir. 11.02.2008 tarihinde Maxim Fahrettin Aslan tarafından devredilmeden önce burada çalışan görevlilerden biri olan İbrahim Kavaklıpınar ve 1980'li yıllardan beri tiyatro ve sinema olarak hizmet veren binamızın büfesini işleten Sinan Doğar ile görüşülmüştür. Onların verdiği bilgilere göre yapı her zaman gösteri sanatlarına hizmet veren bir bina olarak kullanılmış ve plan itibariyle büyük bir değişikliğe uğramamıştır. Bu kişilerden aldığımız bilgilerin yanı sıra Türkiye'deki Levanten mimarlar hakkında araştırmalar yapan Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Cengiz Can ile görüşülmüştür. Araştırmaları sırasında Mongeri'nin İtalya'da yaşayan torunları ile görüştüğünü, ancak bu yapıya ilişkin herhangi bir belge elde edemediğini söyleyen Can, yapının Mongeri eseri olması dışında bir ayrıntı vermemiştir. Elde edilen tüm veriler ışığında yapının tarihine ilişkin aşağıdaki bilgiler derlenmiştir:

1890 Huber Haritası Yunan-Fransız Koleji.
1930'larda Majik Sineması görünüşü (Gülersoy 1986, 127)
       İtalyan Mimar Giulio Mongeri tarafından tasarlandığı bilinen ilk adıyla "Majik Sineması", son adıyla "Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi", sinema salonu olarak tasarlanan İstanbul'daki ilk binadır. Bir yüzyılı geride bırakan geçmişiyle bu bina, Beyoğlu'nun beyaz perdeyle tanıştığı dönemin simgesidir.

       Majik sineması inşa edilmeden önce burada Hacı Hristo adlı biri tarafından yönetilen Yunan-Fransız Lisesi'nin yer aldığı bilinmektedir. Bu binanın yerine 1914 tarihinde G. Mongeri tarafından ilk ismi Majik Sineması olan ve adı değişse de kullanış amacı değişmeden yıllarca gösteri sanatlarına hizmet veren bina inşa edilmiştir.

       Majik Sinemasının 8 Nisan 1914 tarihinde İsviçre'nin Glaris katinde kurulan "Majik Uluslararası Film ve Sinema Şirketi" ile bağlantısının olup olmadığı bilinmemektedir. Bu şirket 16 Kasım 1914'de merkezi İstanbul'da olan "Majik Sinema ve Film Anonim Şirketi"ne dönüşmüştür.  Sinema salonu olarak inşa edilen bu binanın uluslararası bir şirket ile bağlantısının ne ölçüde olduğu bilinmemekle beraber döneminin en modern sineması olduğu bilinmektedir.

       Sinemanın ilk işletmecisi Sarıcazade Ragıb Paşa'dır. 1920'lerde Nisto Filmin sunduğu ve Corinne Griffith'in oynadığı Mamzelle Modiste filmini tanıtmak için verilen bir el ilanında sinemaya müdür olarak Fernando Franco'nun atandığı yazılıdır. 1923 tarihindeki "Sinema Postası" nda (Fransızca adı Le Courrier du Cinema)  çıkan ilanda Majik Sineması hakkında şu bilgiler verilmektedir.


"        Doğunun en büyük ve en lüks salonu, 2.000 kişilik, parterde 600 koltuk ve 200 yer, balkonda 400 koltuk ve 200 yer artı 35 loca,

"        Konfor, havalandırma, merkezi ısınma, büfe,

"        Rus ve Alman profesörlerinden oluşan senfonik orkestra,

"        En iyi filmler, Menichelli, Bertini, Jacobini, Manzini, Makowska gibi en ünlü İtalyan yıldızlarının eserleri,

"        Dizi film Le Coeur Magnifigiue'in (Muhteşem Gönül) ikinci ve son bölümü (Marie Louse) gösterimde, ilk bölümü İsabelle olan dizide France Dhelia ve Severin Mars oynamaktalar,

"        Gelecek programlarda: Soava Gallone'nin en büyük filmi diye tanıtılan Le Manteau de Pourpre (Kızıl Manto) ve Edmond de Rostand'nın ölümsüz başyapıtı Cyrano de Bergerac,

"        Seanslar: saat 16 ve 18, Pazar, Cuma ve Bayram günleri saat 15 ve 17'de, suare saat 22'de

       1932 yılında sinemanın işletmesini Ha-Ka filmin sahibi Halil Kamil alıyor ve 1936 yılına kadar da onun tarafından yönetiliyor. 1933'de Majik Sineması'nın adı değiştiriliyor ve Türk Sineması adını alıyor. 8.11. 1940 tarihine ait tapu kayıtları da bu bilgiyi doğrulamaktadır. Kayıtlara göre: " Mezkur hissenin 2430 hissesi Sinema İşleri Türk Anonim Şirketi ve 5 hissesi Salih oğlu Hasan Tosun ve 250 hissesi Apturrahman Rıfat oğlu İbrahim Vahit İpekçi ve 250 hissesi İsmail oğlu İbrahim Fahir İpekçi ve 215 hissesi Apturrahman Nacioğlu Recep Naci İpekçi". Bundan sonra Türk Sineması'nda her hafta Türk Film Stüdyosu'nun bir kısa filmi gösterilmeye başlanılıyor. Ayrıca Fox Movietone'nin haftalık haber filmleri de sadece Türk Sinemasında olmak üzere programa alınıyor. Sinema Türk ismini aldıktan sonra Hasan Tahsin Aker tarafından alınıyor.

       1938 tarihinde Türk Sineması Taksim Sineması adını alıyor. 1940 tarihli Cumhuriyet Gazatesinin bir ilanında Türk Sineması'nın isimiyle birlikte gösterdiği filmlerin türünü de değiştirdiği anlaşılmaktadır. "Bugün matinelerden itibaren Taksim Sineması'nda Türkçe sözlü Arapça şarkılı Yıldız Sultan mevsimin en büyük aşk filmi, şarkın en büyük okuyucusu Abdülvehab'ın rakibi Abdülgani Esseyid, Aşkın Gözyaşları filminin unutulmaz baş muganniyesi Necat Ali".
Taksim Sineması'nın işletmesini 1946 yılında Cevat Boyer alıyor ve adını Yeni Taksim Sineması olarak değiştiriyor. Bu dönemde hem yerli hem de yabancı filmler Yeni Taksim Sineması'nda gösteriliyor. 1960'lı yıllarda sinema Venüs adını alıyor ve bundan sonra sadece yabancı filmleri göstermeye başlıyor.

       1970 tarihinde İstanbul Kültür Sarayı'nın yanması üzerine yapı Devlet Tiyatroları tarafından kiralanıyor; 1971 yılında da IV. Murad adlı oyunla perdelerini açıyor ve 1975 tarihine kadar Tiyatro binası olarak kullanılıyor. Bu tarihten sonra tekrar sinema salonu haline dönüştürülüyor.  01.06.1976 tarihinde binanın sahibi Aker Ticaret'ten Fahrettin Aslan Maxim+Venüs olarak binayı kiralıyor. Bir süre daha sinema olarak kullanılan mekan 1979'da Devlet Tiyatroları tarafından kiralanıyor. Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi 27 Kasım 1981 tarihinde Geceye Selam adlı oyun ile perdelerini açıyor.  Bu tarihten 2006-2007 sezonunun sonuna kadar Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi olarak kullanılıyor. Ağustos 2007'de bina boşaltılmıştır. 

1960'larda Venüs Sineması, (Gülersoy 1986, 132)
       Bu tarihi bina yapıldığı yıllardan itibaren Taksim Meydanı'na hakim konumu, Sıraselviler Caddesi'ne doğrudan açılan çıkış kapıları,  iki balkonlu geniş tiyatro salonu ve fuaye mekanları ile işlevsel ve biçimsel olarak dikkati çeken bir yapı olmuştur.

       Yapım ve gelişim sürecinde Taksim Sahnesi, 1940'lara kadar  Taksim Meydanı'nda bulunan kışlanın kaldırılmasıyla ve Cumhuriyet Anıtı'nın yapılmasıyla, Taksim Meydanı'na yakın bir konum kazanmıştır

1930'da Taksim Kışlası ve Taksim Meydanı, Fot: Salahattin Giz, (Tuğlacı 1993, 71)
1930'ların sonlarında Taksim Kışlası ve Taksim Meydanı (Gülersoy 1986, 52)
Taksim Sahnesi ve Maksim
Taksim Sahnesi ve Maksim
Venüs Sineması, (Gülersoy 1986, 128)
RESTİTÜSYON RAPORU

       Taksim Sahnesi restitüsyon projesi, mevcut yapının sunduğu veriler, eski fotoğraflar, yazılı belgeler ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan elde edilen 1994 yılında hazırlanan rölöve çalışmasından faydalanılmıştır.

       Binanın tiyatro salonu ve sahne gibi ana mekanları günümüzde orijinal plan şemasını korumaktadır; diğer mekanlar ise kullanım sürecinde gereken ihtiyaçlara göre kısmen değiştirilmiş veya yeniden düzenlenmiştir.

       Tiyatro salonu restitüsyon tefrişi Devlet Tiyatroları Müdürlüğü'nden elde edilen fotoğraflar (2006 tarihli fotoğraflar) ve 2008 yılında tespit edilen koltukların yere bağlantı izlerinin bulunduğu fotoğraflara dayanılarak yapılmıştır.

       Zemin katın ZK08 fuaye mekanına açılan ve seyircilerin kullandığı ZK09 bayan ve ZK10 bay tuvaletleri 1994 çizimlerine göre düzenlenmiştir. Sahnenin iki yanında yer alan merdivenler ise özgünlüğünü korumaktadır.

       1. balkon katı planında oluşturulan 1B02 ve 1B03 mekanlarına oyuncu soyunma odaları işlevi verilmiştir. Bu katta aynı zamanda oyuncuların kullandıkları 1B04 duş ve tuvalet mekanı vardır.  1B09 1. balkona çift kanatlı kapıdan kareye yakın planlı bir hol ile girilmektedir. Bu holün yanında 1B08 depo yer almaktadır. Tarihsel araştırmada belirtildiği gibi, bu depo, oturacak yer sayısını arttırmak için gereken sandalye deposu olabilir. 

       1B10 merdiven holünde bulunan muhdes ekler kaldırılarak tiyatro salonunun kuzeybatı yönünde 1B11 çıkış holü ile 1B12 Depo mekanları oluşturulmuştur. Tiyatro salonu, birinci balkon katında çift kanatlı ahşap bir kapı ile çıkış holüne oradan kontrollü bir kapı ile 1B10 merdiven holüne ve üst katta müstakil olarak kullanılan 2B20 "bara" bağlanmıştır.

       2. balkon katında güneydoğu yönünde yer alan sahne hazırlık ve servis mekanları 1994 rölövesine göre yeniden düzenlenmiştir. Sonradan genişletilen 2.balkon fuayesi 1994 rölövesi doğrultusunda eski durumuna getirilmiştir.

2B01 Fuayeden 2B14 2. balkona giriş, önceki düzenleme bağlamında 2B24 holü ile sağlanmıştır.

       1. ve 2. balkon katlarında oturma düzeni döşemedeki silinmeye yüz tutmuş izlerden ve 2008 yılı fotoğraflarına dayanılarak hareketle yeniden oluşturulmuştur.

       Mevcut yapıda iç içe geçmiş bir kaç mekandan oluşan teknik oda bölümleri, restitüsyon projesinde 2B21 projeksiyon odası, 2B22 makine dairesi (teknik oda) ve 2B23 depo olarak düzenlenmiştir.

       1994 tarihli rölövede 110 kişilik olduğu belirtilen 2B20 müstakil bar salonu, salonun girişi ve servis mekanları aynen restitüsyona aktarılmıştır.

       Taksim Sahnesi plan restitüsyonu, uygulama aşamasında söküm sonrası elde edilecek bulgular ve ulaşılabilecek eski tarihli fotoğraflar doğrultusunda kesinlik kazanabilir; zira 1994 tarihli rölövede özgün ve muhdes kısımlara ilişkin herhangi bir analiz, bilgi bulunmamaktadır. 

       Bodrum kat Maksim Gazinosu zamanında sanatçı ve personele ait soyunma odaları, duşlar ve depoların yer aldığı hizmet birimleri olarak kullanılmaktaydı. Ancak, yapının özgün halinde üst katında yer alan tiyatroya hizmet verdiği düşünülmektedir. Bu doğrultuda, yapının bodrum katına güneydoğu yönünde yer alan ahşap bir kapıdan girilmektedir. Girişte bay ve bayan WC'leri ile malzeme depolarının bulunduğu L bir hole bulunmaktadır. Holün diğer kolunun sonunda yine bay ve bayan personele ait soyunma odaları ve ıslak hacimlerin yer aldığı hizmet mekanları bulunmaktadır. Bay ve bayan WC'lerinin bulunduğu giriş holünden 8 basamaklı bir merdivenle çıkılan kazan dairesi, depo ve teknik odanın yer aldığı kata çıkılmaktadır. Bu mekanların alt katında ise holden ve dışarıdan girişleri olan WC ve lavabolar yer almaktadır.

       Yapının kuzeybatı cephesi, hem üzerindeki izler hem de eski fotoğraflar bağlamında kesine yakın doğrulukta restitüsyon çalışmasına olanak vermektedir. Günümüzde dükkan vitrini olarak kullanılan kapı boşluklarına F.6 ya dayanılarak ahşap tablalı kapı önerilmiştir. Aynı bölümlerde kapıların üstünde bugün dükkanların ikinci katını aydınlatan pencereler bulunmaktadır. Doğramaları yenilenmiş bu pencerelerin özgün boşluklar olup olmadığını kanıtlayacak görsel belgelere ulaşılamamıştır; F.6'da yüzeyin afişle örtülü olması arkasındaki ayrıntıyı gizlemektedir. Pencerelerin üzerindeki lentonun ortasındaki kilit taşını anımsatan süsleme elemanı özgün yapıda da pencerelerin var olduğunu düşündürmektedir. Bu pencere sırasının üzerinde cephe boyunca pilastrlarla kesilerek devam eden geniş silmenin ortasında sarmal geometrik motifli bezeme kuşağı dikkati çeker. Bu silme ile saçaklık arasında ikinci bir pencere sırası mevcuttur. Bar olarak kullanılan ikinci katta, döşeme hizasında başlayan ve ancak parapet seviyesine kadar yükselen bu pencereler yine F.6 doğrultusunda aslına uygun olarak kapatılmıştır. Cephe süslemelerinde tarihi fotoğraflara ve mevcut durumdaki bezeme örneklerine dayanarak tamamlama yapılmıştır.

       Yapının günümüzde bir kısmı yıkılmış olan kırma çatısı Çelik Gülersoy'un 1986'da yayınladığı Taksim adlı eserindeki fotoğrafa dayanarak (F. 17) çatı fenerini andıran kademeli kırma çatı olarak düzenlenmiştir.

KAYNAKÇA

ASLANOĞLU, İnci, Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı (1923-1938), ODTÜ Mimarlık Fakültesi Yayınları, Ankara, 2001.
ERDOĞAN, Esra Güzel, "Karaköy Palas", Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul, 1994, C. 4, s. 458.
EVREN, Burçak, "Majik Sineması", Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul, 1994, C. 5, s. 276-277.
GÜLERSOY Çelik, Taksim Bir Meydanın Hikayesi, İstanbul 1986.
PERVITITCH, Jacques (2000) Jacques Pervıtıtch Sigorta Haritalarında İstanbul, İstanbul in the Insurance Maps of Jacques Pervıtıtch, Tarih Vakfı, AXA OYAK, İstanbul
SCOGNAMİLLO, Giovanni, Cadde-i Kebir'de Sinema, Metis Yayınları, İstanbul, 1991.
SÖZEN, Metin, Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarlığı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1984.
SÖZEN, Metin- TAPAN, Mete, 50 Yılın Türk Mimarisi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 1973.
SUNER, Yasemin, "Maçka Palas", Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul, 1994, C. 5, s. 235-236.
TUĞLACI Pars, Osmanlı Mimarlığı'nda Balyan Ailesinin Rolü, Yeniçığır Yayınevi, İst. 1993
YILDIRAN, Neşe, Mimar Guilio Mongeri ve Türkiye'deki Çalışmaları, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji ve Sanat Tarihi Anabilim Dalı Yükseklisans Tezi, İstanbul, 1984/1985.

"Taksim Sahnesi'nin tefrişli fotoğrafları Devlet Tiyatrosu arşivinden alınmıştır.

CEPHE TEMİZLİĞİ

           Tarihi ve günümüz yapıları - binalarının kirlenen dış cephe yüzeylerinin temizliğini yapıyoruz. Taş ve Kargir yapı cepheleri Restorasyon çalışmalarını yapmakta olan firmamız, Cephe temizliği konusunda başlıca yöntemler olan AB57 Bazik kimyasal cephe temizliği ve Mekanik temizlik konusunda Kumlama, Hassas kumlama ve Kontrollü Hassas kumlama yöntemlerini uygulamaktadır.
AB57 BAZİK KİMYASAL
DOĞAL TAŞ TEMİZLEYİCİ

       AB57 Kimyasal doğal taş temizleyici. Güvenli, Ekonomik, Hızlı çözümler sunan kimyasal karışımın uygulayıcısı ve Türkiye satıcısıyız.
       Doğal taşlar ( Küfeki, Tüf, Yonu taşları, Traverten ve Limra ) ve Kargir yapılar ( mozaik, beton ) cephelerin de güvenli, ekonomik ve çevreye zarar vermeden cephe yüzeyinin temizliğini sağlayabildiğimiz Bazik kimyasallardan oluşan temizleyicimizdir.
       AB57 Bazik kimyasal temizlik; yüzeyde oluşmuş atmosferik kirlenmeler ve biyolojik kirlenmelere karşı mükemmel ve koruyucu temizlik sağlar. Bu yöntem günümüz yapıların da ve tarihi bina yüzeylerin de Biyolojik, Çevresel ve atmosferik kirlenmelere karşı güçlü bir temizleyicidir.
StarCephe  0 536 558 13 02
HASSAS KUMLAMA
TARİHİ ESER CEPHE TEMİZLİĞİ

       Hassas Kumlama, Mikro Hassas Kumlama ve Sulu Hassas Kumlama mekanik taş temizleyici yöntemleri ile Tarihi yapılarda Restorasyon temizliği yapmaktayız. Güvenli, Ekonomik, Hızlı çözümler sundugumuz sektörümüzde; Topkapı sarayı cephe taş duvarlarından, Türkiye Büyük Millet Meclisi Taş duvarlarına kadar en etkili ve başarılı referanslara sahip, başarılı ve kesin çözümler sunmaktayız. Tarihi yapı ve binalar için Cephe temizliği çalışmalarımızda başlıca yöntemler olan FİZİKSEL TEMİZLİK ( HASSAS KUMLAMA ) ve KİMYASAL TEMİZLİK yöntemlerini en etkin ve profesyönel olarak uygulamaktayız.

Türkiye çapında; İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere
bir çok ilimizde çalışmalarımız vardır.

       Yaptığımız çalışmalarımızda; en zor denilen yüzey kirlenmelerine en ekonomik ve başarılı sonuçları elde etmekteyiz. Tarihi yapı ve Tarihi binaların cephe temizlikleri, Küfeki, Tüf taşları, Yonu taşları, Traverten, Limra, Mermer, Granitler ve Kargir yüzeyler içindir.
StarCephe  0 536 558 13 02
TARİHİ ESER RESTORASYONU
TAŞ ve KARGİR YAPILAR
UZMAN UYGULAMACISI
"STARCEPHE"

       Tarihi taş ve kargir yapılar cephe restorasyonları yapmakta olan firmamız; Hassas kumlama, ab57 kimyasal temizleyici uygulaması ve satışı, taş ve mermer oymacılıgı - işlemeleri, kalıp modelleme ve hazırlama, Mermer, Küfeki, Tüf taşları, Kireç taşları onarımları, yenilemeleri yapmaktayız. Tüm doğal taşların İmitasyon onarım ve tamamlama işleri ( Plastik tamlama ), Kırık ve Eksik parçaların yenilemeleri, Geniş veya kılcal çatlaklar için Hidrolik enjeksiyonları yapılmaktadır.

StarCephe  0 536 558 13 02
DOĞAL TAŞ KORUYUCU
EMPRENYE UYGULAMA

NANO TEKNOLOJİLER, SU YALITIMI VE KORUMA

       Doğal taşlar; Küfeki, Tüf ve Kireç taşları, Limra, Traverten, Mermer ve Granit lerde ve Kargır dış cephe lerde  Cephe temizliği ve Cephe restorasyonu sonrası uyguladığımız koruyucu derinlemesine nüfuz eder. Emici özelliği azaltarak kirin ve yağ lekelerinin nüfuz etmesini engeller.
Yüzeyin nefes alması ve içerideki nemin dışarıya salınımına imkan veren koruyuculugun yanı sıra, yüzeyin ömrünü uzatan uygulamalarımızdır.
Teknolojik İnovatif Su yalıtımı ürün ve hizmetleri, Kapiler Su yalıtımı,Enjeksiyon su Yalıtımı,Rutubetle Mücadele,Nem ile Mücadele,Çatlak Su Yalıtımı,Perde Su yalıtımı, Negatif Su Yalıtımı, Bodrum Katlarda Su Yalıtımı, Asansör Çukurlarında Su Yalıtımı,Tarihi Yapılarda Su Yalıtımı. Su Yalıtımı, Taş Köprülerde Su Yalıtımı, Teraslarda Su Yalıtımı. Nanoteknolojik Su Yalıtımı, Enjeksiyon Su Yalıtımı,Toprak Yalıtımı,Yangın Yalıtımı,Tarihi eser temizlik ve koruma,Yüzey Koruma, Hafif Beton, Köpük Beton Ajanı, Hafif Beton Uygulamaları.


Mimarı Çıldırtan
20 Şey

       Genelde giyim tarzları , konuşma şekilleri ve hareketleri ile iş hayatının aslında en renkli kişilikleri mimarlardır.  Bu gerçeği değiştireceği düşünülen en büyük adaylar ise mimarlık öğrencileridir. Çünkü onlarda mimar adaylarıdır zaten..
       İsviçre’li bilim adamlarıyla pek te ilgisi olmayan bu durumun muhtevası da aşağıdaki gibidir..
AYRINTILAR İÇİN..
CEPHE TEMİZLİĞİ

           Tarihi ve günümüz yapıları - binalarının kirlenen dış cephe yüzeylerinin temizliğini yapıyoruz. Taş ve Kargir yapı cepheleri Restorasyon çalışmalarını yapmakta olan firmamız, Cephe temizliği konusunda başlıca yöntemler olan AB57 Bazik kimyasal cephe temizliği ve Mekanik temizlik konusunda Kumlama, Hassas kumlama ve Kontrollü Hassas kumlama yöntemlerini uygulamaktadır.
AB57 BAZİK KİMYASAL
DOĞAL TAŞ TEMİZLEYİCİ

       AB57 Kimyasal doğal taş temizleyici. Güvenli, Ekonomik, Hızlı çözümler sunan kimyasal karışımın uygulayıcısı ve Türkiye satıcısıyız.
       Doğal taşlar ( Küfeki, Tüf, Yonu taşları, Traverten ve Limra ) ve Kargir yapılar ( mozaik, beton ) cephelerin de güvenli, ekonomik ve çevreye zarar vermeden cephe yüzeyinin temizliğini sağlayabildiğimiz Bazik kimyasallardan oluşan temizleyicimizdir.
       AB57 Bazik kimyasal temizlik; yüzeyde oluşmuş atmosferik kirlenmeler ve biyolojik kirlenmelere karşı mükemmel ve koruyucu temizlik sağlar. Bu yöntem günümüz yapıların da ve tarihi bina yüzeylerin de Biyolojik, Çevresel ve atmosferik kirlenmelere karşı güçlü bir temizleyicidir.
StarCephe  0 536 558 13 02
HASSAS KUMLAMA
TARİHİ ESER CEPHE TEMİZLİĞİ

       Hassas Kumlama, Mikro Hassas Kumlama ve Sulu Hassas Kumlama mekanik taş temizleyici yöntemleri ile Tarihi yapılarda Restorasyon temizliği yapmaktayız. Güvenli, Ekonomik, Hızlı çözümler sundugumuz sektörümüzde; Topkapı sarayı cephe taş duvarlarından, Türkiye Büyük Millet Meclisi Taş duvarlarına kadar en etkili ve başarılı referanslara sahip, başarılı ve kesin çözümler sunmaktayız. Tarihi yapı ve binalar için Cephe temizliği çalışmalarımızda başlıca yöntemler olan FİZİKSEL TEMİZLİK ( HASSAS KUMLAMA ) ve KİMYASAL TEMİZLİK yöntemlerini en etkin ve profesyönel olarak uygulamaktayız.

Türkiye çapında; İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere
bir çok ilimizde çalışmalarımız vardır.

       Yaptığımız çalışmalarımızda; en zor denilen yüzey kirlenmelerine en ekonomik ve başarılı sonuçları elde etmekteyiz. Tarihi yapı ve Tarihi binaların cephe temizlikleri, Küfeki, Tüf taşları, Yonu taşları, Traverten, Limra, Mermer, Granitler ve Kargir yüzeyler içindir.
StarCephe  0 536 558 13 02
TARİHİ ESER RESTORASYONU
TAŞ ve KARGİR YAPILAR
UZMAN UYGULAMACISI
"STARCEPHE"

       Tarihi taş ve kargir yapılar cephe restorasyonları yapmakta olan firmamız; Hassas kumlama, ab57 kimyasal temizleyici uygulaması ve satışı, taş ve mermer oymacılıgı - işlemeleri, kalıp modelleme ve hazırlama, Mermer, Küfeki, Tüf taşları, Kireç taşları onarımları, yenilemeleri yapmaktayız. Tüm doğal taşların İmitasyon onarım ve tamamlama işleri ( Plastik tamlama ), Kırık ve Eksik parçaların yenilemeleri, Geniş veya kılcal çatlaklar için Hidrolik enjeksiyonları yapılmaktadır.

StarCephe  0 536 558 13 02
DOĞAL TAŞ KORUYUCU
EMPRENYE UYGULAMA

NANO TEKNOLOJİLER, SU YALITIMI VE KORUMA

       Doğal taşlar; Küfeki, Tüf ve Kireç taşları, Limra, Traverten, Mermer ve Granit lerde ve Kargır dış cephe lerde  Cephe temizliği ve Cephe restorasyonu sonrası uyguladığımız koruyucu derinlemesine nüfuz eder. Emici özelliği azaltarak kirin ve yağ lekelerinin nüfuz etmesini engeller.
Yüzeyin nefes alması ve içerideki nemin dışarıya salınımına imkan veren koruyuculugun yanı sıra, yüzeyin ömrünü uzatan uygulamalarımızdır.
Teknolojik İnovatif Su yalıtımı ürün ve hizmetleri, Kapiler Su yalıtımı,Enjeksiyon su Yalıtımı,Rutubetle Mücadele,Nem ile Mücadele,Çatlak Su Yalıtımı,Perde Su yalıtımı, Negatif Su Yalıtımı, Bodrum Katlarda Su Yalıtımı, Asansör Çukurlarında Su Yalıtımı,Tarihi Yapılarda Su Yalıtımı. Su Yalıtımı, Taş Köprülerde Su Yalıtımı, Teraslarda Su Yalıtımı. Nanoteknolojik Su Yalıtımı, Enjeksiyon Su Yalıtımı,Toprak Yalıtımı,Yangın Yalıtımı,Tarihi eser temizlik ve koruma,Yüzey Koruma, Hafif Beton, Köpük Beton Ajanı, Hafif Beton Uygulamaları.


Mimarı Çıldırtan
20 Şey

       Genelde giyim tarzları , konuşma şekilleri ve hareketleri ile iş hayatının aslında en renkli kişilikleri mimarlardır.  Bu gerçeği değiştireceği düşünülen en büyük adaylar ise mimarlık öğrencileridir. Çünkü onlarda mimar adaylarıdır zaten..
       İsviçre’li bilim adamlarıyla pek te ilgisi olmayan bu durumun muhtevası da aşağıdaki gibidir..
AYRINTILAR İÇİN..